NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
33 - (1564) حدثنا
يحيى بن يحيى.
قال: قرأت على
مالك عن أبي الزناد،
عن الأعرج، عن
أبي هريرة؛
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال (مطل
الغني ظلم.
وإذا أتبع
أحدكم على ملء
فليتبع).
{33}
Bize Yahya b. Yahya
rivayet etti. (Dediki): Malik'e, Ebu'l-Zinâd'dan dinlediğim, onun da A'rac'dan,
onun da Ebû Hureyre'-den naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum: Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
«Zenginin borcunu
sallantıda bırakması zulümdür. Biriniz bir zengine havale olunursa, havaleyi
kabul etsin!» buyurmuşlar.
(1564) - حدثنا
إسحاق بن
إبراهيم.
أخبرنا عيسى
بن يونس. ح
وحدثنا محمد
بن رافع.
حدثنا
عبدالرزاق.
قالا جميعا:
حدثنا معمر عن
همام بن منبه،
عن أبي هريرة،
عن النبي صلى
الله عليه وسلم.
بمثله.
{…}
Bize İshâk b. İbrahim
rivayet etti. (Dediki): Bize îsâ b. Yûnus haber verdi. H.
Bize Muhammed b. Râfi'de
rivayet etti. (Dediki): Bize Abdürrezzâk rivayet etti. Her iki râvi birden :
Bize Ma'mer, Hemmâm b. Münebbih'den, o da Ebû Hureyre'den, o da Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen bu hadîsin mislini rivayet etti.
İzah:
Bu hadîsi Buhârî
«Havale» bahsinin iki yerinde; Tirmizî, Nesâî ve İbni Mâce «Buyu'»da muhtelif
râvilerden tahrîc etmişlerdir.
Bu bâbda İbni Mâce, Hz.
Abdullah b. Ömer'den; Ebû Dâvûd, Nesâî ve İbni Mâce, Şerîd b. Süveyd
(Radiyallahu anh)'dan; Bezzâr, Hz. Câbir'den hadîsler rivayet etmişlerdir.
Matl: Aslında demiri uzatmak
için yaymaktır. Burada ha bugün vereceğim ha yarın diyerek borcu sonraya
bırakmak; müddetini uzatmaktır.
Kurtubî: «Matl: ödemesi
gereken borcunu, imkânı varken ödememektir.» demiştir. Ezherî'ye göre matl
müdâfaadır. Ganîye izafe edilmesi masdarın faile izâfesidir. Bâzan masdar
mef'ûle de izafe olunursa da burada mânâ: ödemeye iktidarı olan zenginin
borcunu ödemeyip sallantıda bırakmasıdır. Âcizin hükmü böyle değildir. Mâmâfîh
burada masdarın mef'ûlüne muzâf olduğunu söyleyenler de vardır. Bu takdirde
mânâ şöyle olur: Alacaklı zengin bile olsa borcu ödemek îcâbeder; onun
zenginliği, hakkının geciktirilmesine sebep teşkil edemez. Zengine olan borcun
hâli böyle olunca fakire olan borç meselesi evleviyette kalır. Görülüyor ki,
masdarı mef'ûlüne mudâf kabul edenlerin kavli tekellüf ve teassüften hâlî
değildir.
Hadîs-i şerifte
zenginin borcunu ödemeyip sallantıda bırakmasının zulüm olduğu bildiriliyor.
Kurtubî*nin ta'rîfine göre lügatte zulüm: Bir şeyi îcâbettiği yere koymamaktır;
şerîatte ise haram ve mezmûm olan şeydir. Mâlikîler'den Sühnûn: «Zengin bir
adam borcunu ödemeyip sallantıda bırakırsa şehâdeti kabul olunmaz; çünkü
kendisine zâlim adı verilmiştir.» demiştir. Bazıları İmam Şafiî'ye göre bu işi
tekrarlamış olmak şartiyle şehâdeti reddedildiğini söylemişlerdir.